ÖZET
Sonuç:
HH’lerde kullanılan parikalsitol tedavisi, hem paratiroid hormonu hem de kalsiyum-fosfor dengesi üzerindeki olumlu etkileri nedeniyle kalsitriol tedavisine göre vasküler kalsifikasyondan koruyucu etkileri vardır. Bu nedenle, sekonder hiperparatiroidi tedavisinde parikalsitol ilk tercih olmalıdır.
Bulgular:
Parikalsitol grubundaki FGF-23 düzeyleri, bir yıl sonunda kalsitriol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede düşüktü; Klotho ve 25(OH)D düzeyleri istatistiksel olarak anlamlı derecede yüksek bulundu. Çalışmanın başındaki NDH iki grup arasında istatistiksel olarak benzerdi; bir yılın sonundaki NDH değeri parikalsitol grubunda kalsitriol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı derecede yavaştı (p=0,002). NDH değişimi bağımlı değişken olarak alındığında çoklu regresyon analizinde en güçlü belirleyicinin FGF-23 düzeyleri olduğu bulundu.
Yöntemler:
Seksen HH çalışmaya dahil edildi ve tedavinin başlangıcında ve bir yıl sonra PWV ölçümleri yapıldı. Parikalsitol veya kalsitriol ile bir yıllık tedavinin sonunda serum FGF-23, Klotho ve 25(OH)D düzeyleri değerlendirildi.
Amaç:
Sekonder hiperparatiroidizm, hemodiyaliz hastalarında (HH) vasküler kalsifikasyon gelişiminde geleneksel olmayan bir risk faktörü olarak kabul edilir. Vasküler kalsifikasyon üzerinde etkili olan önemli bir faktör, sekonder hiperparatiroidizmin tedavisinde kullanılan D vitamini reseptör aktivatörleridir. Bu çalışmada, kronik diyaliz hastalarında 1 yıllık parikalsitol veya kalsitriol tedavileri sonucunda nabız dalga hızındaki (NDH) değişimi ve fibroblast büyüme faktörü-23 (FGF-23), Klotho ve 25 hidroksivitamini D [25(OH)D] düzeylerini araştırmayı amaçladık.